Tebrikler Google!
Mart ayı itibari ile 109 milyar dolarlık marka değeri ile Google, 107 milyar dolarlık marka değerine sahip Apple’ın 6 yıldır elinde bulundurduğu unvanını alarak dünyanını en değerli markası sıralamasında 1.sıraya yerleşti.
Google ya da ilk ismiyle BackRub 1996 yılında iki Stanford öğrencisi tarafından, görünürde basit bir arama motoru fikri olarak ortaya çıkmıştır. Ancak Larry Page ve Sergey Brin isimli bu iki genç, basit görünümlü bu arama motoru fikirlerini, günümüzde sitelerin para kazanmasına yardımcı olan farklı bir özellikle sunmuşlardır: Siteler arama esnasında, tıklanma ve ilgi görme rakamlarına göre sıralanmaktadır. Günümüzde bu özellik sayesinde listenin başında olan web siteleri, reklamlar aracılığıyla para kazanabilmekte, sosyal medya şirketleri ise listenin başında olmak isteyen sitelere verdikleri tanıtım geliştirme hizmetleri ile para kazanmaktadırlar.
Laszlo Bock tarafından yazılan “Google’un Sırları” kitabında Google’un bu başarısının arkasında, Larry ve Sergey’in başarılı İK politikalarının yer aldığı dile getirilmektedir. Bu politikalardan bazıları, Laszlo tarafından şu şekilde anlatılmıştır:
Çalışanlarına çalışma şekilleri ve programlarını kendilerinin yönetebilmesi özgürlüğünün verilmesi: Laszlo Bock, Google’ın bu politikasının arkasında özgür bireylerin başarılı bireylere dönüşümüne olan inancının yer aldığını söylemektedir. Google’da çalışan kişiler, mesai saatlerini kişisel olarak dönüştürebilir, istediği stilde çalışabilirler.
İşe alım, işten çıkarma, terfi, performans değerlendirilmesi, yeni ürün tasarımı ve piyasaya sunulması gibi konuların tek bir kişinin yetkisinde olmaması: Google’ın iş politikası çerçevesinde, örneğin terfi almak isteyen bir kişi, sadece üstüne kendini ispatlamakla yeterli kalamaz. Terfi kararını verecek ekibin, kişinin performansından emin olması gerekmektedir.
Özgür çalışma alanları: Herkesin Google’da çalışma hayali kurmasına sebep olacak kadar meşhur çalışma alanları ve çalışma stili ile Google, ekip başarısının sırrının mutlu çalışma ortamından geçtiğini düşünmektedir.
Çalışanlarının birer öğretmen olduğunu düşünmeleri.
Performans ölçümlerinin klasik ve can sıkıcı yöntemlerle değil, çalışanın kişisel gelişimine göre değerlendirilmesi,
Aynı pozisyondaki kişilere, alışkın olunduğu üzere aynı ücret verilmemesi: Aynı pozisyonda olsalar dahi çalışanlar; performanslarına ve kişisel gelişimlerine göre farklı ücretler alabilmektedirler.