Pazarlama Zirvesi’nin ağırlıklı konularından biri olan yaratıcılık geliştirilebilir mi? İşte What if’ten Andy Reid ve Zihin Haritaları’nın yaratıcısı Tony Buzan’dan kurumsal ve kişisel yaratıcılığı artırma yolları…
23 Ocak 2006 – Geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirilen 6. Pazarlama Zirvesinin ağırlıklı konularından birinin de “yaratıcılık” olduğundan geçen yazımızda söz etmiştik.
Türkiye’de ürün ve hizmet geliştirmede pek yaratıcı olamadığımızı; daha doğrusu “yaratıcılıktan kaçınma” duygusunun çok ağır bastığını her zaman görüyoruz. Farklılığın ve yaratıcı fikirlerin pek de hoş karşılanmadığı bir toplumsal yapının genlerimize işlemiş olması bu durumun en önemli nedeni olsa gerek. Zaman zaman günlük hayatta “Türk insanının yaratıcılığı”ndan söz etsek de, bu büyük ölçüde yaratıcılığı “pratik çözüm geliştirme yeteneği” ile karıştırmamızdan kaynaklanıyor. Ortaya çıkan durumlar karşısında pratik çözüm geliştirebilme yönümüz hayli güçlü olsa da “var olmayan bir şeyler yaratma” konusunda hayli sıkıntılarımız var. Bunun önemli bir nedeni elbette “yeni fikirler aramamak”, diğer bir önemli neden de “kendine güvensizlik” olarak sayılabilir. Ekonomik koşullar ve rekabet zorlaştıkça yarattığımız katma değeri artırmak için yeni fikirler, ürünler ve hizmetler geliştirme konusunda giderek daha fazla kafa yoruyoruz ama “ulusal özgüven” konusunda kendimizle daha çak uğraşmamız gerekiyor.
Bu saptama kısmını fazla uzatmadan asıl konumuza geçelim ve 6. Pazarlama Zirvesi’nde yaratıcılık konusunda söylenenlere bir kulak kabartalım. Merkezi Londra’da bulunan ?What if! adlı danışmanlık şirketinin yaratıcı danışmanlarından ve aynı zamanda yaratıcılık konusunda eğitim veren uzmanlardan biri olan Andy Reid, oldukça eğlenceli ve bir o kadar da öğretici sunumuyla “Yaratıcılığı Zirveye Çakartan Davranışları” anlattı…
Yaratıcılık nedir?
Bir çok farklı tanımı yapılabilen yaratıcılığın tanımını Andy Raid şöyle yapıyor;
“Yaratıcılık, hayatımızda olumlu değişiklikler yapacak yeni yollar bulmayı sürekli bir davranış haline getirmektir”
sezgi + fikirler + etkiler = yenilik
Reid’e göre iş yaşamında yaratıcılğı törpüleyen 5 ciddi faktör bulunuyor;
1-Tutumlar
İşte yaratıcılığın önündeki ilk engel; yöneticilerin tutumları ve davranışları. Şirketin en tepesindeki adam eğer “ben yaratıcı değilim” diyorsa onun altındakiler ondan nasıl esinlenecek ve ilham alacak?
Yine Pazarlama zirvesi konuşmacılarından İrlandalı Marka Değerleme Uzmanı David Haigh de günümüzde CEO’ların giderek daha fazla yaratıcı alanla ilgilenmeye başladıklarını, çünkü asıl değer yaratılabilecek alanın bu olduğunun farkına varmaya başladıklarını söylüyor Şirketlerin en üst kademesindeki bu tutum değişikliği, Reid’in bu görüşünü onaylar nitelikte…
2- Beceriler
Yaratıcılığınızı artırmak için yaratıcı becerilerinizi de artırmanız gerekir.
Aranızda fikir alışverişi yapıyor musunuz? Hayır.
Peki yeni fikirleri yakalıyor musunuz? Hayır.
O zaman yeni fikirleri nasıl bulacaksınız?
3- Yapı
Şirketinizin genel yapısı yaratıcılığın önünde engel mi? Unutmayın, yaratıcılığın yolunu açmak için zaman ve para harcamak gerekir. Bunun için de şirketlerin içinde mücadele etmeniz ve bunu sağlamanız gerekir.
4- Ortam
Yaratıcılık için dostça bir ortam yaratmak gerekir. Sıkıcı toplantı odalarında kapıyı pencereyi kapatarak bu iş olmaz. Rahat ve dinlendirici bir ortam olmalı. İnsanların çatışacağı değil, birlikte üretim yapacakları, taze yiyecekler ve güzel içeceklerle bezenmiş güzel bir sohbet ortamı olmalı.
5- Davranışlar
Eğer yaratıcı insanlara ve yaratıcı fikirlere karşı yapıcı davranışlar göstermiyorsanız, onlara karşı aşağılayıcı ve düşmanca davranışlar içindeyseniz bu fikirler hiç su yüzüne çıkmaz. Oysa doğru ve teşvik edici davranışlar gerçekten yaratıcılığın önünü açabilir.
Diğer yandan Andy Reid, yaratıcılığı artıran ve onu zirveye çıkartan 6 davranış olduğunu söylüyor. Reid’e göre bu davranışlar yeniliğin ve yaratıcılığın önünü açıyor:
1- Korumacılık
Yeni fikirler saçma ve gereksiz oldukları gerekçesiyle öldürülmemeli. O an için saçma gelen pek çok fikir üzerinde çalışıldığında son derece yaratıcı iş fikirlerine dönüşebilir. Bu nedenle saçma görülen düşüncelerin bile söylenebileceği, yaşatılabileceği bir ortam gerekir.
2- İşaret verme
İnsanları bir yere davet edebilirsiniz veya onlara bir fikir sorabilirsiniz. Bunların hepsi bir işaret vermektir. Önemli olan doğru zamanda doğru işareti vererek insanların yaratıcılığını harekete geçirmektir.
3- Tazelik
Yunuslar gibi suya dalıp çıkarak yeniliği, tazeliği aramalısınız. Tazelik yeni uyarıları ve yeni deneyimleri başlatabilmektir. Her işte bir takım alışkanlıklar edinilir ve bir süre sonra bu alışkanlıklardan kurtulmak gerekir. Sürekli aynı şeyi yaparsanız bu sıkıcı olur ve yaptığınız yeni şeyler size ilham verebilir. Yaratıcı kişiler bir proje üzerinde çalışırken gidip bir dergi alır ve derginin sayfaları çevirirken aniden “hah buldum” der. Orada elbette düşündüğü konunun çözümünü görmez ama hiç beklenmedik bir şey ona ilham verebilir.
4- Gerçekçilik
Eğer yeni bir fikri başkalarıyla paylaşıyorsanız bunu her zaman kelimelerle yapmanıza gerek yok. Bunu daha elle tutulur gözle görülür yollarla anlatırsanız yeni fikirleri buradan da çıkartabilirsiniz. Bunun için resim çizin, model yapın, nasıl anlatırsanız öyle anlatın.
5- Hızlı hareket
Bir projeyi ele alıp onun üzerine odaklanın ve konsantre olun. Hafta boyunca günde üç saat bir konu üzerinde çalışmak yerine belirli bir süre bir gün üç gün, beş gün bir konu üzerinde odaklanın ve onu çözmeye çalışın. Zaman zaman insanları panikletmek ve zaman kısıtları koymak daha yararlı olacaktır.
6- Cesaret
Gerçekten cesur olmak nedir?
Cesaret başkalarını ne düşündüğüne önem vermemektir. Eğer siz bir adım öne çıkarsanız, bu cesareti gösterebilirseniz sizden ilham alırlar.
Yaratıcılık öğrenilebilir mi?
Yaratıcılık konusunu bu aşamada yine Zirve’nin önemli isimlerinden Tony Buzan’ın fikirlerine bağlamakta fayda var. Yaratıcılığın öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir yetenek olduğunu düşünen Buzan, geçen sayıda sözünü ettiğimiz gibi beynin her iki yanındaki yeteneklerin birlikte kullanılması gerektiğini söylüyor.
Dahi ile dahi olmayan arasındaki temel farkın son maddede yani “gündüz hayalleri”nde olduğunu düşünen Tony Buzan, .”Dahiler gündüz hayalleri kurar ve bunları gerçeğe yönlendirebilir. Bu gündüz hayallerinin geliştirilmesi gerekir. Çocuklarımız bunu çoğu zaman yaparlar ama biz okullarda onların bu yönünü yok ederiz ve bunu yapmaları için onları şartlandırırız.” diyor.
Beynimizin hayal gücü ve bağlantıya ihtiyacı olduğunu anlatan Buzan, zihin haritalarının bu bağlantıları kolaylaştırdığını, bu haritaların insanın evrensel düşünce sistemini bire bir yansıttığını savunuyor.