Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulubü tarafından beşincisi düzenlenen Boğaziçi Marka Zirvesi pazarlama alanında başarılı ve önemli isimleri bir araya getirdi. 1 – 2 – 3 Aralık’ta düzenlenen etkinlikte Eczacıbaşı, Pfizer, Turkcell, P&G, GSK, Colgate-Palmolive, Pladis gibi firmaların üst düzey yöneticileri oturuma katıldı. Satış, pazarlama ve reklamcılık gibi alanlarda öne çıkan konuların tartışıldığı zirvede GlaxoSmithKline (GSK) Tüketici Sağlığı Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Özösken de konuşmacılar arasındaydı. Boğaziçi Üniversitesi’ni bitiren Özösken; Unilever’de Ürün Müdürlüğü, Pfizer ve Nestle’de Bölüm Müdürlüğü, Reckitt Benckiser’de yöneticiliğin ardından son bir yıldır GSK Tüketici Sağlığı bölümünde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.
N’apıyor bu pazarlamacılar? başlığıyla konuşma yapan Kerem Özösken ilk olarak marka gücünden söz etti. Bunu anlamak için markanın sahip olduğu varlığı, tüketici tarafından gördüğü ilgiyi, markanın performansını, sahip olduğu avantajları ve markaya duyulan sadakati iyi anlamak gerektiğini belirten Özösken’e göre önce pazar payınıza ve pazarda fiyatlarınızın nasıl olduğuna dair datalara bakmanız gerekiyor. Ardından da tüketici alışkanlıkları ve sorunları analiz etme geliyor.
Kerem Özösken, bir ürünü piyasaya sürmeden önce mutlaka analiz yapılması gerektiğini, değerlendirme ve analiz yapılmadan satışı başlatılan ürünün daha sonra hiç beklemediğiniz kötü sonuçlar doğurabileceğini söylüyor ve bu durumun en iyi örneklerinden birini geçmişte yaşadığını anlatıyor. Ekip arkadaşları ile birlikte kapsamlı analizler ve değerlendirmeler yaptıktan sonra insanların topuk törpüsü ile ilgili arayışta olduklarını, piyasada bulunan ürünlerin yetersiz olduğunu fark ediyorlar ve bu durumla ilgili elektronik bir ürün çıkartıyorlar. Bu ürün için satış hedefi 300 bin adet iken, 2 milyon 800 bin adet ürün satılıyor ve beklenmedik bir gelir elde ediyorlar. Ardından aynı başarıyı tırnak törpüsünde yakalayacaklarına inanıp analiz yapmaya ihtiyaç duymayan Kerem Özösken ve çalışma arkadaşları ürünü piyasaya sürüyorlar ve 3 milyon adet hedef koyulan ürün sadece 174 bin adet satıyor.
Son olarak, ürünlerin pazarlanmasında reklamın çok önemli olduğunu belirten Özösken; “Reklamın izleyicinin aklında kalması gerekli, tüketici reklamı izledikten sonra o ürünü alması lazım bu yüzden 30 saniye içerisinde markanızı ve ürününüzü en iyi şekilde anlatıp reklam içerisinde pazarlamanız lazım” diyor. Kerem Özösken; öncelikle sorunu analiz edip, bu sorunun kaynağını araştırıp çözümler üreterek, gerçekleştirdiğiniz pazarlama aksiyonlarını takip ederek, attığınız her adımı ölçerek ilerledikten sonra iyi bir pazarlamacı olma yolunda önünüzde hiçbir engel kalmayacağını söylüyor.
Boğaziçi Marka Zirvesi’nden bir başka konuşma: Yeni nesil pazarlamacı nasıl olmalı?
Kaynak: habervesaire.com