British Council’ın; Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, The Audience Agency ve Outlandish işbirliğiyle sanat ve teknoloji sektörleri arasındaki diyaloğu güçlendirmek ve dijital işbirliklerini teşvik etmek üzere düzenlediği Tech 4 Culture konferansı, 16 Mart 2017 Perşembe günü, Zorlu Performans Sanatları Merkezi Sky Lounge’da gerçekleşti. Global Remix Zirve’sinin kurucu ortağı Simon Cronshaw’un sunumu ile konferans, dijital işbirliklerine engel olan unsurları tartışmak, çözümleri araştırmak, kültür, sanat ve teknoloji işbirliklerine ilham vermek amacıyla Birleşik Krallık ve Türkiye’den kültür ve teknoloji sektörüne yön verenleri bir araya getirdi.
Herkese açık olan konferans, birbirinden değerli konuşmacıları dinleyiciler ile buluşturdu. Dikkat çeken konulardan biri ise, ikinci oturumda, Dijital İşbirlikleri Geliştirme: Fırsatlar ve Bir Sonraki Adımlar başlığı altında tanıtılan timelooper projesiydi. Timelooper’ın yaratıcı direktörü ve kurucu ortağı olan Alper Özyurtlu, sanal gerçeklik (VR) deneyimini nasıl kullandıklarını, yurt içinde ve yurt dışında nasıl ortaklıklar kurduklarını anlattı. Özyurtlu’ya göre sanal gerçeklik, “insan devrimini özgürleştiren ve demokratikleştiren bir araç”. Sağlık, eğitim, sanat, turizm alanlarında kullanılabilen sanal gerçeklik, zaman geçtikçe kendi başına bir sanat formu olabilir veya eğitimde hayal edilemeyecek başarılara ön ayak olabilir. Bütün bu alanlarda projeler geliştiren timelooper ekibinin asıl ilgi alanı turizm. Uygulama sayesinde, sanal gerçeklik telefonunuza gelmiş oluyor. VR ve tarihin buluşması sayesinde de zamanda geriye yolculuk yapabiliyor ve unutulmaz anları deneyimleyebiliyorsunuz.
Timelooper, insan tarihi hikayeleri anlatıyor ve seyahat etmek için ilham kaynağı oluyor. Özyurtlu’nun sunumunda belirttiği üzere, Bir sene içerisinde Dünya üzerindeki 100 alan, yaklaşık 1 milyon insan tarafından ziyaret ediliyor. Bu ziyaretlerin asıl nedeni ise, o noktayla, oradaki hikayelerle ve yaşanmışlıklarla bağ kurma isteği. “1945’te 2.Dünya Savaşı bittiğinde asker hemşireyi öperken orada olmak veya Mısır’da piramitlerin inşa edilişini izlemek isteyebilirdiniz.” diyen Özyurtlu, timelooper’ı, bu anları paylaşmak ve seyretmek için tasarladıklarını söylüyor. Bu proje sadece bir uygulamadan ibaret değil çünkü sanal gerçeklik videoları yaratmak, bilindiği üzere, yüksek teknoloji ile geniş ve yoğun bir çalışma gerektiriyor. Timelooper ekibi, dünyadaki önemli noktalar ile VR, içerik ekiplerini bir araya getiriyor ve prodüksiyonu kendileri yapıyor. Sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik alanında, dünya çapında fazla çalışma yapılmadığı ve bu konuda uzmanlaşmış kişi sayısı da pek fazla olmadığı için her şeyi kendi ekipleri ile yapıyorlar. Zamanda yolculuk yaptırarak eskiyi yaşatmanın yanında da farklı projeleri var. Örneğin, Washington’da anıtların hikayesini anlatmak için sesli ve görüntülü şov niteliğinde sanal gerçeklik ürünleri üzerinde çalışıyorlar. Veya CNN ile yaptıkları iş birliğinde, CNN’in belgesel serisindeki 80’ler bölümünü sanal gerçeklik videolarına dönüştürmüşler. Sanat alanında ise, Korean Traditional Performing Arts ekibi ile birlikte, Kore’de bulunan geleneksel sarayın hikayesini anlatan bir paket oluşturuyorlar. Bunların yanında, timelooper’ın ürettiği materyaller eğitimde kullanılmaya başlanacak.
2017’nin başlarında bizi bekleyen trendler arasında sıkça sözü geçen sanal gerçeklik (VR) içeriklerinin artacak olması, bu tarz projeler ile kendini göstermeye başladı. Uluslararası düzlemde, farklı alanlarda, sanal gerçeklik ile arttırılmış gerçekliğin başarılı örneklerini yaratan timelooper ekibi de özellikle turizm sektöründe sanal gerçekliğe öncü olacak gibi gözüküyor.