Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle yaşanan web 3.0 devriminin ardından pazarlama anlayışları da değişmiş ve bunun doğrultusunda hedef kitleler ile duygusal bağ kurmak, satış odaklı davranma amacının önüne geçmiştir. Bu durum da beraberinde uzun vadeli pazarlama stratejilerinin oluşması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Oyunlaştırma (Gamification) kavramı da bu anlayışların sonucunda yaratılmış bir kavram. En kısa haliyle ticari amacın arkasına bir hikaye gizlemek olarak tanımlanabilmektedir. Çünkü bu hikaye sayesinde hedef kitle ile marka veya kurum arasında bir duygusal bağ yaratılacak ve bunun sonucunda da kurum ya da markaya değer katacak bir artı meydana getirilecek. Temelde ise ticari amaçlar yatıyor. Ancak az önce söylediğim gibi uzun vadede. Yani hissettirmeden, derinden beslenen ama eğlendiren bir yöntemle.
Oyunlaştırmaya ihtiyaç var mı?
Değişen dünyaya uyum sağlayabilen ayakta kalır. Eğer zamana uygun stratejiler yaratılmaz ve uygulanmaz ise bunun faturası yok olmaktır. Şirketler, markalar bu durumu kavradıklarından sürekli bir rekabet içinde dönemin koşullarını iyi okumak ve analiz etmek için yoğun çaba harcıyor. Çabanın getirisi her geçen gün değişen bir anlayışı hayatımıza sokuyor ve gelinen son noktada en etkileyici yöntemlerden biri de oyunlaştırma stratejileri. Pazarlamayı güçlendiren, unutulmaz kılan bu silah ile kurumlar hedef kitleleriyle sağlam bir etkileşime ve daha da önemlisi uzun vadeye yayılan bir ilişkiye başlayabiliyor. Dolayısıyla; evet, oyunlaştırma iş dünyası veya hedef kitle ile bir bağ yaratmak isteyen her kurum için gün geçtikçe önemli hale geliyor. Yani gerekli bir yöntem ve muhtemelen çok yakın zamanda da hayati bir zorunluluk olacak gibi duruyor. Birçok farklı şekilde tanımlansa da bu kavramın asıl amacı üretilen ürün ya da hizmetten elde edilmesi beklenen kar. Kamusal kurumların bu stratejiyi kullanmasının amacı ise sadece prestij olarak açıklanabilir. Kısaca bu şekilde açıklanabileceği gibi biraz daha detaya inilebilir. Oyunlaştırma, bir markanın bakış açısı ve iş yürütme biçimini ya da kurumsal reklam amacı doğrultusunda oluşturulan iletişim kampanyasını oyun kurgusu ile harmanlamak ve uygulamaya koymak; böylece, hedef kitle ile duygusal bağ kurarak etkileşim yaratmak, sonuç itibariyle de marka veya kurum bilinirliğini artırmak. Hazırlanan oyunlaştırma stratejisinin başarıya ulaşıp ulaşmaması marka ya da kurumun bu stratejiyi ne kadar uygun hazırladığına bağlıdır. Birçok etkenin var olduğu bu süreçte sadece teorik olarak da değil, pratik anlamda işe yarayabilecek bir oyunlaştırma stratejisi çok önemli bir adımdır. Doğrudan satıştan ziyade yarını düşünmesi için tasarlanan oyunlaştırma stratejisi iletişim kampanya süreçlerinin ana başlığını meydana getirmektedir. Oyun temelli pazarlama olarak da adlandırılan bu yöntem ve strateji ile marka ve hedef kitle arasında karşılıklı bir yarar ortaya konulmalıdır. Dolayısıyla hedef kitlenin ikna edilmesi süreci burada kilit noktadır ki bu kilit noktanın en önemli unsuru da hazırlanan ve uygulanan stratejinin samimi temeller üzerinde durduğunun kanıtlanmasıdır.
Oyunlaştırmanın faydaları nelerdir?
Karşılıklı bir yararın iki taraf (marka veya kurum ile hedef kitle) için de ortaya çıkmış olması gerekmektedir oyunlaştırma stratejisi sonrası. Oyunlaştırma, motivasyon sağlamaktadır. Çünkü hedef kitle olarak seçilen tüketici ya da muhtemel tüketiciler oyuna dahil olduktan sonra markaya dolaylı yoldan bir minnet beslemektedir. Başarılı bir oyunlaştırmayla elde edilebilecek bu minnet ise sonuç itibariyle markaya yönelik bakış açısında bir olumluluk yaratmakta ve doğal olarak da bir motivasyon ortaya koymaktadır. Hedef kitle tarafından deneyimlenen bu süreç unutulmaz birtakım izler bırakmalıdır ki marka amacına ulaşabilsin.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Her marka ya da kurum, başarılı bir strateji ortaya koyamadığı gibi bazı kriterleri yerine getirebilenler bu konuda başarıyı yakalayabilmektedir. En başında gözlem yeteneği üst düzey olan bir ekip gerekir. Çünkü böyle bir ekip basit anlamda havayı koklar ve ne yapılması gerektiğini doğru bir şekilde anlar. Yani var olan durumu analiz eder. Analiz ilk aşamadır ve bu stratejiler için olmazsa olmazdır. Diğer bir önemli nokta uygun bir zemin yaratmaktadır. Nasıl mı? Örneğin bir su markasının stratejisi doğrultusunda gerçekleştirdiği pr kampanyasıdır. Bu kampanya mobil ortamlarda ya da dijital dünyanın diğer unsurlarında yer alabilmektedir.
Kısacası web dünyasında ve cep telefonlarımızda yer alabilen birtakım adımlar atılarak zemin oluşturulabilir. Hedef kitlenin özelliklerinin bir ödevmiş gibi benimsenmesi sonrası bu özelliklere göre hareket edilmelidir.
Sadece markalar mı kullanır?
Markaların yanı sıra kamusal kurumlar da oyunlaştırmaya başvurabilir. Örneğin, Türk Silahlı Kuvvetleri, küçük bir arazi tarama faaliyetini anlatan oyun ile personel teminine yönelik bir strateji geliştirebilir. Bu farazi bir örnek haliyle.
Başarılı örnekler
Swarm’ın konum belirtenler arasında seçim yapması ve rozet alınmasını sağlayarak puan birikmesini sağlayan yöntemi ya da mahallenin muhtarı gibi ödüllendirmeleri buna örnek olabilir. Yine E-Bay’in rozetlendirme yöntemi işe yarayabilen bir araçtır. Çünkü “en iyi satıcı” başlığını görmek tüketicide motivasyon sağlamaktadır. Nike’ın fitness mobil uygulamalar üzerindeki düşünceleri de bir başka örnektir.
Kaynaklar
http://volkansel.com/tag/pazarlamada-oyunlastirma/