Reklamverenler giderek kalabalıklaşan ve rekabetin arttığı dijital pazarda öne çıkmak istedikçe influencer pazarlaması da bir incelikten bir gerekliliğe dönüşme yolunda ilerliyor. Rakamlarla ifade etmek gerekirse, marka profesyonellerinin en az %73’ü Digiday’e pazarlama bütçelerinin en azından çok küçük bir kısmını influencer’lara harcadıklarını söyledi.
Milyarlarca dolarlık bu sektör büyümeye ve olgunlaşmaya devam ettikçe, reklamverenlerin ellerinde de inceleme uygulamaları, yapay zeka ya da eskiden beyaz liste olarak bilinen allowlisting gibi daha fazla araç bulunuyor. Allowlisting, markalar için standart bir sponsorlu gönderinin aksine bir influencer’ın profili üzerinden markalı sosyal reklamlar yayınlama şansıdır. Allowlisting yükselen yeni bir trend değil, ancak en azından influencer pazarlaması bağlamında yeniden ele alındı.
Influencer izin listesi nedir?
Basit bir ifadeyle, allowlisting bir yönüyle influencer pazarlaması, diğer yönüyle de sponsorlu gönderidir. Bir influencer, TikTok veya Instagram gibi bir sosyal medya platformunun kendisini veya üçüncü taraf bir hizmeti kullanarak, reklamverenlere sosyal reklam kampanyalarını influencer’ın hesabı üzerinden yürütme izni verir. Ancak reklamverenler influencer’ın doğrudan mesajlarını göremezler.
Saatchi & Saatchi reklam ajansının temel medya kıdemli direktörü Emi FitzGerald, “Allowlisting tam da terimin ifade ettiği gibi: Bir influencer’ın, bir markaya veya reklamverene reklam öğelerini influencer’ın platformu üzerinden listeleme izni vermesidir,” diyor.
Örneğin, Instagram’da gezinen biri Nike için influencer tarzı bir reklamın Nike’ın markalı hesabı yerine influencer’ın hesabından geldiğini görecektir. Görünüşte, diğer tüm influencer paylaşımları gibi görünüyor. Ancak arka planda, platform reklam yöneticilerinin izin vermesi sayesinde markalar, geleneksel sponsorlu gönderilere benzer şekilde sosyal hedefleme özelliklerine erişebiliyor ve influencer’ın özgünlüğünden faydalanabiliyor.
FitzGerald, “Yalnızca ücretli bir destekle aradaki fark, bu içeriği alıyor ve özellikle o influencer’ın kitlesine yönelik olarak destekliyor olmanızdır,” diye ekledi. “İzinli listeleme ile, influencer’ın takipçilerinin ötesine geçmek için gerçekten daha sofistike kitle hedeflemesinden yararlanabilirsiniz.”
Süreç nasıl işliyor?
Allowlisting, sponsorlu bir gönderinin hedeflenen yaklaşımını bir influencer’ın içeriğinin özgünlüğü ile birleştirir. Bir influencer, üçüncü taraf bir uygulama veya TikTok ve Meta başta olmak üzere sosyal platform aracılığıyla bir markaya söz konusu influencer’ın sosyal medya hesabı için reklam izinleri verebilir. Buradan marka, influencer’ın sosyal medya hesabına erişebilir, onun adı altında paylaşım yapabilir ve bu paylaşımın etkileşimini ölçebilir.
Belle Communication yaratıcı strateji ve PR ajansı başkan yardımcısı Megumi Robinson, “Doğru influencer ortaklıklarından ve bir marka stratejisinden yararlanmanın sağladığı tüm faydalar, bu izin listesinin içeriği güçlendirmesini sağlayabildiğinizde daha da artıyor” dedi. Robinson sonuç olarak, markaların bir influencer’ın kitlesine ücretli medya ve hedefleme avantajıyla ulaşmasını sağlayarak daha iyi performans gösteren reklamlara yol açtığını da sözlerine ekledi.
Bir influencer genellikle sözleşme imzaladıktan sonra markalara hesaplarına erişim izni verir. Her şey onaylandıktan sonra, içerik oluşturucu üzerinde anlaşılan içeriği allowlisting özellikleriyle yayınlar, böylece içerik oluşturucu marka adına içerik yayınlamış olur. İzinli listeleme ücretleri her içerik oluşturucu için duruma göre değişir. Ancak Robinson’a göre genel olarak influencer’lar, reklamverenin hesaplarına erişmesi karşılığında iş ortaklığı için kendilerine ödenen ücretin %20-50’sini talep ediyor.
Robinson, “Allowlisting onlara en iyi performans gösteren organik influencer içeriğinin erişimini gerçekten genişletme olanağı veriyor ve bu etkiyi artırmaya yardımcı oluyor” diye ekledi.
Yeni bir şey mi?
Hem evet hem hayır. Allowlisting’in kendisi, 2020’de verilen çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık sözlerinden sonra yeniden markalanmış beyaz listedir. Genel olarak beyaz liste, güvenilir olduğu düşünülen kişilerin veya nesnelerin listesidir. “Kara liste” ya da yeni adıyla engelleme listesi ise bunun tam tersi; güvenilmez olarak kabul edildikleri için uzak durulması gereken kişi ya da şeylerin listesi. Allowlisting aynı zamanda içerik oluşturucu lisansı, içerik oluşturucu promosyonu ve ücretli medya amplifikasyonu olarak da anılmaktadır.
Bununla birlikte, influencer pazarlama ajansının CEO’su ve kurucusu Mae Karwowski, bunun influencer pazarlamada standart bir uygulama haline geldiğini ve müşterilerle influencer’lar arasındaki sözleşmelerde yer aldığını söylüyor.
“Influencer pazarlaması çok fazla evrim geçiriyor. Geçtiğimiz 10 yıl içinde, bulunduğu noktadan ışık yılı kadar ileride” diyor Karwowski. “Bu, araç kitinin önemli bir parçası.”
Ekonomik sıkıntıların ortasında, müşteriler kalabalık dijital pazarda öne çıkmak için uygun maliyetli yollar aramaya devam ediyor. Platformların kendileri de daha gelişmiş reklam tekliflerine sahip olacak şekilde gelişti ve izin listesi gibi şeyleri kolaylaştırdı.
Neden yeni bir terminoloji halinde karşımıza çıkıyor?
2020 yılı, özellikle çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık alanında pek çok değişikliğe yol açtı. Beyaz listeden izinli listeye geçiş de bunlardan biri.
Influencer pazarlama şirketi Sway Group’un CEO’su Danielle Wiley, “Beyaz liste ve kara liste terimlerinin geçmişi nedeniyle 2020’de tüm bu terminolojiyi kullanmayı bıraktık,” diyor. “Bu temelde mikro bir saldırganlık ve bu terimler yüzünden kendi kuyumuzu kazmaya gerek yok.”
Saatchi & Saatchi’den FitzGerald, “Beyaz iyidir ve siyah kötüdür gibi alt tonlar, influencer pazarlamasıyla hiçbir ilgisi olmaması gereken bir şey ve gerçekten gerekli değil” diye ekledi.
Kaynak: https://digiday.com/marketing/wtf-is-influencer-allowlisting/