Markalar nasıl daha etkili ve verimli içerik süreçleri kurabilir?

Son yıllarda dijitalleşmemiş hemen hemen her işletme dijital dönüşüm sürecine girdi ve halihazırda devam eden dönüşümler hız kazandı. Toplu olarak, müşteri yolculuğunu yeniden tanımladılar: Fiziksel mağazalar, çevrimiçi ve sosyal vitrinler eklediler, video akışı gelişti ve sanal etkinlikler milyonlarca ziyaretçi çekti.

Markaların müşterileriyle etkileşim kurması gereken yolların ve yerlerin çoğalması, etkili içerik talebinde amansız bir artışa neden oluyor. Yakın tarihli bir Adobe araştırması, markaların %88’i içerik talebinin son iki yılda en az iki katına çıktığını ve üçte ikisinin önümüzdeki iki yılda beş kat artmasını beklediğini söyledi. Bu artan talebin başlıca itici güçleri kişiselleştirilmiş deneyimler, hibrit müşteri yolculukları ve 3D ve sürükleyici içerik dahil yeni formatlar için müşteri beklentileridir.

Aynı çalışma aynı zamanda markaların içeriği etkili bir şekilde ölçeklendirmesini engelleyen en büyük zorlukları da belirledi: Şirketler doğru teknolojilerden yoksun, işi yapacak yeterli sayıda çalışana sahip değil ve bozuk süreçlere sahip. Ve bu zorlukların hem üretkenlik hem de moral üzerinde gerçek etkileri var.

Profesyonel hizmetler ekibimiz kısa bir süre önce büyük bir markanın kreatif ekibiyle bir araya geldi ve zamanlarının yaklaşık %60’ını markanın dijital varlık yönetiminde (DAM) içerik arayarak geçirdiklerini doğruladı; ne büyük bir yaratıcı yetenek kaybı.

Geçici çözümler ölçeklenemez

Bazı şirketler içerik üretimini ve dağıtımını ölçeklendirme becerisinde ustalaşmış olsa da, bunların bile çoğu rutin olarak içerik için onlarca veya yüz milyonlarca dolar harcıyor ve verimlilik veya yatırım getirisi açısından çok az görünürlük sağlıyor.

Geçmişte şirketler, artan talebe ayak uydurmak için yaratıcı çalışan sayısı veya ajans desteği eklerdi. Ancak modern ekonomi ve iş gücü gerçekleri, içerik için daha stratejik, otomatikleştirilmiş ve iş birliğine dayalı bir yaklaşımın yokluğunda markaların verimli ve etkili bir şekilde ölçeklenmesini imkansız hale getirdi.

Markalar ister pazarlama, ister medya veya sanal dünyalar için içerik üretiyor olsun, içerik tedarik zincirleri (içerik üretme ve sunma süreci), silo halindeki kreatif, pazarlama, finans, proje yönetimi ve uygunluk ekiplerini kapsayan verimsiz kördüğümlerdir. Yalnızca doğru operasyonel yapı, teknoloji ve veri çerçeveleri, markaların etkili kişiselleştirilmiş deneyimleri besleyen ve doğru iş sonuçlarına ulaşan içerik sunmasına yardımcı olabilir.

Yöneticiler bu üç adımı izleyerek, ekiplerinin deneyime dayalı büyümeye ulaşan verimli ve etkili içerik tedarik zincirleri oluşturmasına yardımcı olabilir:

1. İçerik oluşturma ve işlemleri stratejik bir işlev olarak ele alın:

İçerik, müşteri deneyimlerinin can damarıdır. Tutarlı bir şekilde doğru içeriği planlama, üretme, sunma ve analiz etme yeteneği olmadan, kuruluşlar ilgi ve etkileşim için daha az rekabet edebilir. İçeriğin kritik rolüne rağmen, birçok yönetici içeriği kreatif ve pazarlama ekiplerinin taktik alanına havale ediyor.

Tıpkı üretim veya kurumsal kaynak yönetimi gibi içerik de insanları, süreçleri ve verileri birbirine bağlayan kritik bir teknoloji altyapısı olarak değerlendirilmelidir. Doğru çözüm, uçtan uca içerik yaşam döngüsü boyunca iş akışı yönetimi aracılığıyla operasyonel titizlik sağlayacak ve içeriği ortak bir depoda merkezileştirecektir.

Bu stratejik yaklaşım, hem içerik sürecini hem de performansı optimize eder ve liderlere riski yönetmek ve daha akıllı kararlar almak için ihtiyaç duydukları görünürlük ve verileri sağlar.

2. İş birliği için tasarım:

Başarılı içerik, akıcı çalışma imkanına sahip yaratıcı ekiplerle başlar. İş birliğini destekleyen iş akışları, yaratıcıları ve diğer paydaşları karmaşık gözden geçirme ve onay süreçlerinde birbirine bağlayarak merkezi kaynaklara ve bağlamsal kampanya bilgilerine erişim sağlarken sevdikleri araçlarla üretken kalmalarını sağlar.

İş birliğine dayalı sistemler ve süreçler için tasarım yapmak, içerik operasyonlarının hız, doğruluk ve çeviklikle hareket etmesini sağlayarak yaratıcı ve pazarlama ekiplerinin en önemli işlerde meşgul ve üretken kalmasını sağlar.

3. Zeka ve otomasyon ekleyin:

Modern içerik operasyonlarını çok çeşitli formatlara, coğrafyalara, kanallara ve segmentlere hizmet verecek şekilde ölçeklendirmek, otomasyon ve zeka olmadan kesinlikle mümkün değildir. Üretken yapay zekayı ve otomasyonu iş akışlarına entegre etmek, çalışanlar üzerindeki idari yükü azaltacak ve hız ile verimliliği artıracaktır.

İçerik yaşam döngüsü boyunca doğru meta verilerin eklenmesi, varlıkların ve bileşenlerin kolayca bulunmasını, tekrar kullanılmasını, devreye alınmasını ve ölçülmesini sağlar. Bu aynı zamanda ekiplerin zamanında ve bütçeyi aşmamak için darboğazları belirleyip çözebilmesi için istihbarat sağlar. Markalar içeriği dijital nesneler olarak değil de tam bir proje, kullanım ve performans yelpazesindeki zengin verilerin birleştirmeleri olarak ele aldığında, içerik hem zekanın hem de yaratıcı eylemin kaynağı haline gelebilir – yeni içeriği deneyimlerin “ucunda” otomatik olarak oluşturma yeteneği de dahil  – Bu da, daha hızlı, daha alakalı müşteri etkileşimleriyle sonuçlanır.

Günümüz şirketleri, hızla değişen ve belirsiz bir makroekonomide müşterileri bulundukları yerde doğru deneyimlerle buluşturmak için muazzam bir baskıyla karşı karşıyadır, bu nedenle etkili içeriği, deneyim hızında sunma yeteneği hiç bu kadar önemli veya zorlayıcı olmamıştı. İçerik operasyonlarını ölçeklendirmek için stratejik bir yaklaşım benimsemek, yaratıcı kapasitenin kilidini açar ve maliyet verimliliği, ölçekli kişiselleştirme ve daha fazla çalışan bağlılığı dahil olmak üzere önemli sonuçlar sağlar. Sonuç, kısa vadeli belirsizliği ele alacak ve nihayetinde şirketlerin gelecekteki başarılarını garanti altına alacak uzun vadeli rekabet avantajlarını geliştirmelerini sağlayacaktır.

Kaynak: adage.com

Görsel kaynağı: adage.com

Facebook\\\\\\\'ta paylas

Tweetle