Siteye giren her ziyaretçiyi tanımak, işletmede nasıl değişiklikler yaratırdı?
Belki telefon numarasını… Ya da en azından e-mail adresini?
Bu kişinin tekrar websitemize geri dönmesi için ne yapabiliriz?
Maalesef bir çok websitesindeki ortak sorun şöyle:
Gelen ziyaretçinin iletişim bilgilerini almak için herhangi bir girişimde bulunmuyorlar. Birisi bir yerde siteye uğruyor. Belki bir iki yazı okuyor. Sonra gidiş o gidiş…
Aynı insanı tekrar websitesine geri getirecek yöntemler olmadıkça, her gün Google Analytics’ten ziyaretçi sayısına bakmanın ne anlamı var?
Demek istediğim, gelen ziyaretçi sayısının hiçbir önemi yok. Website sahibi gelir sağlamayı düşünmüyorsa tabii ki buna odaklanabilir. Fakat büyümek isteyen bir işletme, gelen her ziyaretçiyle bağ kurmaya odaklanmalı. Bu soruyu sormak gerekiyor:
İşletmenin büyümesine sebep olacak etken, trafik mi yoksa insanlar mı?
Şimdi bazı insanlar, „İkisi de aynı değil mi?“ diye sorabilirler. Bu konuyla alakalı bir çok görüş olabilir fakat benimkisi şöyle: Hayır. Trafik denilen kavram, bana göre rakamdan başka bir şey değildir.
Bu fikri çürütmek için bir örnek vermek istiyorum:
İki farklı websitesi hayal edelim. *A* websitesinin günlük trafiği 3000 olsun. *B* websitesinin trafiği ise 150 olsun. Ancak ikisi arasındaki fark şu:
A websitendeki trafik her gün değişiyor. 3000 kişi farklı yerlerden siteyi bularak geliyorlar. Aralarından bazıları siteyi seviyor. Çoğu ise, bir daha geri dönmemek üzere siteyi terk ediyorlar.
B websitesine gelen 150 insanın 100’ü, aynı insanlar. 50’si ise her gün farklı yerlerden gelen yabancı insanlar. Bu websitenin 100 tane gerçek hayranı var. Aynı zamanda sitenin hizmetlerinden de faydalanıyorlar. Arkadaşlarına bahsediyorlar. Website sahibinin geliri artıyor.
Sizce hangi websitesi daha başarılı?
Gerçek hayranlar kazanmak için ne yapmalısınız?
Çözüm: Email Pazarlaması.
Her websitenin, gelen ziyaretçilerin email adresinlerini toplamak için bir stratejisi olmalı. Bu strateji, gelen ziyaretçiyle bağ kurmak için en öncelikli stratejilerdendir.
Aynı zamanda bir çok online işletmenin önem vermediği bir stratejidir. Email pazarlamasını etkili kullananlar, *insanlarla* daha duygusal bir bağ kuracaklardır.
Sonuç: Gerçek hayranlar ve böylelikle daha fazla kazanç.
Neden daha fazla kazanç?
İnsanlar güvendikleri kişilerle iş yapmayı tercih ederler. Öyle değil mi?
Ancak burada şunu tekrardan vurgulamalıyım… Çok trafiğin önemi olmadığı gibi, çok email adresinin de önemi yok. Önemli olan tek bir şey var:
Toplanan mail adresleriyle yaratılan duygusal bağ!
20 email mi, yoksa 3457 email mi daha fazla kazandırır?
Bu örnek her şeyi açıklayacaktır…
Bir kaç sene önce, niş bir alanın içinde başlattığım koçluk hizmeti vardı. Aynı alanın içerisinde Sven adında bir Alman arkadaşım da koçluk hizmeti vermekteydi.
O zamanlar email listemi büyütmeye odaklanıyordum. İnsanlarla bağ kurmak gibi bir düşüncem yoktu. Olabildiğince fazla insanın mail adresini toplamak ve onlara hizmetlerimi satmaktı amacım.
3000’i aşan sayıda insanın email adresini bir sene içerisinde toplamıştım. Bu insanlara ara ara koçluk hizmetimi satıyordum.
Aynı zamanda Sven’le iletişimde olduğum için yaptıklarını takip edebiliyordum. Ben o kadar insanın iletişim bilgilerini toplamışken, o maksimum 20 kişinin iletişim bilgilerine sahipti.
Herkese özel ilgi gösterebiliyor, düzenli olarak telefonda konuşuyordu. Eğitimlerine bir kere katılan kişileri, tekrar ikinci bir eğitime ikna ediyordu. Yani kısacası, o 20 kişiyle sıkı bir bağı vardı.
Ben 3457 kişinin iletişim bilgisine sahip olsam da, ikimizin kazancını karşılaştırdığımızda, arasında uçurum farkı vardı.
Daha net rakamlar vermek için: Onun aylık kazancı en az 3000 Euro’ydu. Benimkisiyse 500-1000 Euro arasında değişiyordu.
Dolayısıyla…
Sayıya değil, insanlarla yarattığımız duygusal bağa odaklanalım.
Çoğu ise, bir daha geri dönmemek üzere siteyi terk ediyorlar.