Niigita, Japonya 12Mayıs (Reuters) –  Yedi gelişmiş ekonomiler grubu(G7) finans liderleri küresel tedarik zincirlerinin Çin’e olan bağımlılığını azaltarak güçlenebileceğini tartıştı.

Niigita şehrinde önemli küresel konuları tartışmak üzere üç gün boyunca G7 görüşmelerine ev sahipliği yapan Japonya, düşük ve orta gelirli ülkelerle yatırım ve yardım yoluyla işbirliği inşa ederek tedarik zincirlerini çeşitlendirmede yeni çabalara liderlik ediyor.

Alman Finans Bakanı Christian Lindser Almanya gibi ülkelerin Çin’e olan bağımlılıklarını azaltmak istediklerini söyledi.

Lindser: “Burada oyuna düşük ve gelişmekte olan ülkeler devreye giriyor.” diyerek ekledi.

G7 ülkeleri fikir birliğinde olamadılar

Ama zengin G7 demokrasileri tedarik zincirlerini güçlendirmeye yönelik işbirliklerinde anlaşmaya açık olsalar da G7 ülkeleri Çin ile ne kadar rekabet etmek istedikleri bağlamında ortak bir fikir birliğinde değiller. Çin dünyanın ikinci büyük ekonomisi olmasına rahmen bir G7 ülkesi değil.

Öncü bir pozisyonda Amerika Birleşik Devletleri, daha güçlü adımlar atarak baskıyı arttırıyor. Hazine sekreteri Janet Yellen, Pekin’in diğer ülkelere karşı “ekonomik baskılama” olarak gördüğü şeye karşı Çin’e yapılan yatırımlarda hedefli kontroller çağrısında bulundu.

Stratejik bir rakip olarak Çin’e karşı temkinli olsa da Almanya, Çin ile ticarete ağır bağımlı olduğu için Pekin’e karşı bir G7 cephesi oluşturduğu görülüyor.

Japonya’da hükümet yetkililerinin açıklamalarına göre küresel ticarete ve kendi ekonomisine etkisinin büyük olacağını öngördüğü için yatırımların kontrolü fikrine şüpheci yaklaşıyor.

Cuma günü Bir Japon Finans Bakanlığı yetkilisinin de G7 görüşmelerine katıldığı rapor edildi. Fikir görüşmede tartışıldı ancak Japon yetkililer herhangi bir ülkeyi hedefe almadı.

Britanya Finans Bakanı Jeremy Hunt, gazetelere perşemebe günü verdiği demeçte G7’nin Çin’in ekonomik baskısına karşı koyması gerektiğini söylese de yatırım kontrollerinden hiç bahsetmedi.

Küresel riskler yükselişte

Toplantının ertelenmesi, ABD tavan borç çıkmazını çözmede ilerleme olmamasından kaynaklandı.

G7 ülkeleri, kırılgan ekonomileri için daha fazla risk almayı pek göze alacak durumda değiller ve ABD’nin ekonomisini resesyona sürükleyebilecek açmazı çözememesi durumunda ortaya çıkabilecek ağır sonuçlara ilişkin bazı endişeler dile getirildi.

ABD Başkanı Joe Biden ile üst düzey milletvekilleri arasında Cuma günü planlanmış bir toplantı, iki taraf yıkıcı bir duruma düşmekten kaçınmak için bir uzlaşma arayışındayken önümüzdeki haftanın başlarına ertelendi.

Lindser ABD’li politikacıların yerinde bir karar olarak 31.4 trilyon dolarlık tavan borç sınırını arttırmayı seçeceklerini umduğunu söyledi. Bu miktar ABD hükümetinin bu zamana kadar izin verdiği en yüksek miktarda borç.

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, Reuters’e ABD’nin temerrüde düşme riskinin, uzun bir yavaş büyüme dönemine giren küresel ekonominin halihazırda karşı karşıya olduğu sorunlara eklendiğini söyledi.

Malpass Cuma günü yaptığı açıklamada, “Küresel yükseliş 2023’te yüzde 2’nin altına gerileyecek gibi görünüyor, ve ileriki senelerde baktığınızda, artan borçlanma maliyetleri ve yüksek borç seviyeleri sebebiyle birkaç yıl daha düşük kalabilir” dedi. Niigata’da.

Dirençli yüksek enflasyon, ABD ve Avrupa merkez bankalarını sert bir şekilde faiz oranlarını yükseltmeye mecbur bıraktı. Enflasyon ekonomileri üzerinde baskı oluşturdu ve üç ABD bankasının iflas etmesinden sonra finansal istikrarsızlık korkularını körükledi.

Japon maliye bakanlığı yetkilisi, küresel finansal sisteminin sağlığı ve başka bir dijital banka hücumunu önlemeye yönelik önlemlerin G7 toplantısında tartışıldığını söyledi.

Yetkili, “Önemli olan, (küresel finansal sisteminin) şu anda dirençli olması, bunun için kayıtsız kalmamamız gerekiyor” dedi.

G7 finans liderlerinin Cumartesi günü sona eren üç günlük toplantılarının ardından ortak bir bildiri yayınlamaları bekleniyor.

Facebook\\\\\\\'ta paylas

Tweetle