Günümüzde kanaat önderleri dediğimiz influencerların pazarlama alanındaki etkileri yadsınamaz boyutta. Tarzlarını, hayatlarını veya fikirlerini desteklediğimiz kişilerin tavsiyelerine kulak verdiğimizi inkar edemeyiz. İstatistiki veriler de bunu doğrular nitelikte. Gelin bir göz atalım..
The State of Influencer Marketing araştırmasına göre; 2016 yılında pazarlamacıların %86’sı fenomen pazarlamasını kullanmış ve %94’ü bu stratejiyi etkili bulmuş. Önümüzdeki dönemde fenomen pazarlaması bütçelerini artırmayı düşünenlerin oranı %48. Diğer yandan, pazarlamacıların %78’i önümüzdeki dönemde önlerindeki en büyük zorluğun fenomen pazarlamasının performansını ölçmek olduğunu belirtiyorlar.
Pazarlamacıların % 84’ü gelecek yıl içinde en az bir fenomen pazarlaması stratejisi kullanacağını belirtiyor.
Pazarlamacılar, fenomenler için daha fazla bütçe ayıracaklar. 2016 yılında her bir fenomen pazarlama programına ortalama 25,000-50,000 $ ayırdıklarını ifade eden pazarlamacılar, 2017 yılında bu rakamları 50,000-100,000 $ olarak ikiye katlamayı hedeflediklerini belirtiyorlar.
Canlı yayın videoları tüketici ile etkileşim kurma fırsatını bir adım öteye taşıyor. Facebook, Instagram ve Youtube gibi platformlar üzerinden gerçekleştirilen canlı yayınlar, kullanıcılara kendilerini anında ifade etme imkanı yaratıyor. Herşeyi hemen, şimdi, anında tüketmeye alıştıkça canlı yayınların da önemi artıyor. Canlı yayınları, bir kaç sene öncesine kadar haber programlarında izlemeye alışıktık.
Periscope ile başlayan canlı yayın trendi Facebook, Instagram ve Youtube üzerinden de kullanılabilir hale geldikten kısa bir süre sonra, Twitter, Periscope’u satın alarak sosyal medya üzerinden canlı yayın yapma trendini yakaladı. Canlı yayın trendi gittikçe artıyor; Donald Trump seçim sürecini Twitter aracılığı ile Periscope üzerinden yaptığı canlı yayınlarla destekledi.
2017 yılının en önemli taktiklerinden biri olarak; markalar, kendi fenomenlerini yaratan platformlar yerine kendi fenomenlerini yaratacak ağlara sahip hale geliyor. Markalara kendi ağlarını yaratma şansı vermek, markalarını herkesten daha iyi tanıyan pazarlamacılara da en iyi şekilde değer katma fırsatı yaratmak anlamına geliyor.
Yapılan çalışmalarda takipçileri 10,000-100,000 arasında değişen mikro fenomenlerin mega fenomenlerden çok daha etkili olduğunu gösteriyor. Örneğin Kim Kardashian gibi 90 milyondan fazla takipçisi olan bir fenomen ile aynı yiyecek, kıyafet, seyahat zevklerine ve imkanına sahip insanların sayısı oldukça sınırlıdır. Oysa mikro fenomenlerin takipçileri; onun gibi pancake hazırlayan, onun gittiği mağazadan kıyafet satın alan veya benzer sporları yapan niş gruplardan oluşuyorlar. Daha da önemlisi mikro fenomenler; takipçileri ile kurdukları yakın iletişim sayesinde Kim Kardashian’dan daha fazla güven veriyorlar.
Her kategoride farklı bir fenomen var. Sosyal medyada fenomen kullanımında hedef kitle özelinde markalar için kiminle iş ortaklığı yapılacağı çok büyük önem taşımaktadır. Sosyal medyada yer alan ve anlık olarak birçok sosyal medya aracı tarafından API’lar aracılığı ile alınabilen data, anlamlı hale getirildiğinde fenomen ve içerik kullanımının da etkinliğini ölçümlemeyi mümkün kılıyor.
Marka için doğru fenomeni seçerken tek bir metrik değil, çok boyutlu bir yaklaşım kullanmalıyız. Yeni ölçümleme araçlarından bazıları; fenomenin (influencer) sosyal medya sayfası, içerik (websitesi vb. kanallar) ve search trendleri üzerinden yapılan ağırlıklandırma ile markalar için bir kısa liste oluşturarak, ölçülebilir bir fenomen kullanımı yapmalarını sağlıyor.
The State of Influencer Marketing araştırmasına göre; fenomen pazarlamasının başarısını ölçmek için tercih edilen başlıca metrikler şu şekildedir:
- Etkileşim %81
- Trafik %62
- Erişim %61
- Conversion %53
- Satış %34
- Tüketicilerin markaya olan yaklaşımı %24
Kaynaklar :
https://www.emarketer.com/Article/Marketers-Pair-Up-with-Influencersand-Works/1012709?ecid=MX1086, 2015
http://markerly.com/blog/instagram-marketing-does-influencer-size-matter/, 2016
https://www.slideshare.net/secret/avp72OWFLLsLrk, 2016