Reklama çarpmadan yolda bile yürüyemediğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Sokakta, evde, okulda, iş yerimiz de kısacası baktığımız her yerde bir tür reklamla karşılaşıyoruz. Peki ya baksak bile göremediğimiz reklamlar? Farkında olmadan her gün yüzlerce “gizlenmiş” reklama maruz kalıyoruz. Bunlar sizin satın alma içgüdünüzü tetikleyen hem de bunu size asla farkettirmeden yapan, hatta çoğu zaman adına reklam demenin aklınıza bile gelmeyeceği reklamlardır. Ve bu durumdan kaçınmanın tek yolu düşmanını iyi tanımaktan geçer. Yani kısacası bu reklamları ayırt etmeye, baktığımızda görmeye başlarsak onlardan kaçınmanın da ilk adımını atmış oluyoruz.
Bilinçaltı mesajlarıyla, tüketiciye hissettirmeden yapılıyor
1950’lerin başında ortaya çıkmış ve hala da kullanılmaya devam eden bir pazarlama taktiği “dark marketing” türkçe ismiyle karanlık pazarlama. Neden beyninizde sinemanın ve patlamış mısırın birbirini çağrıştırdığını hiç düşündünüz mü? Hayır değil mi, çünkü onlar hep ordaydı hep mükemmel ikiliydi. İşte karanlık pazarlamanın ortaya çıkışı da tam olarak bu ikiliye dayanır. 1950’lerde sinemalarda patlamış mısır yiyin algısı insanlara empoze edilerek satışlarda müthiş bir artış olması sağlanmıştır. Karanlık pazarlama genelde toplum tarafından kabul edilmiş, popülerliği yüksek olan bir kişi veya konsept kullanılarak bilinçaltı mesajlarıyla, tüketiciye hissettirmeden ürünün pazarlamasını yapmaktır. Dönemin popüler dizilerinde kullanılan cep telefonlarının markaları görünmese bile görünüşlerinden, ses tonlarından izleyici tarafından anlaşılır. Bu durumda doğrudan telefon markası verilmese bile izleyicinin bilinçaltına yerleştirilmiş olur. Karanlık pazarlama örneğini en çok 2014 yılında yürürlüğe giren alkol reklamlarına yasak getiren yasadan sonra görmüştük.
Bir çok alkol üreticisi logo göstermeden ya da reklamın içeriğinde kesinlikle alkol reklamı olduğu anlaşılacak bir şey bulundurmadan reklam vermişlerdi. Bu reklamlarda tüketicinin bilinçaltına yer etmiş şişe, bardak figürleri kullanarak isim vermeden de reklam yayınlamayı başararak yasağı delmişlerdi. Burada ortaya çıkan karanlık pazarlama Efes’in yaptığı reklamla çok açık görülüyor. Efes ile özdeşleşmiş bir mavi tonundaki arka plan ve sadece şişelerinin resmi ile bir reklam kampanyasının sloganı ise şuydu; “Görmesek de biliriz”. Sonuç olarak her reklam gözünüzün önünde değildir bazen reklamı arayıp, aradan seçip bir de altındaki mesaja dikkat ederek yorumlamalısınız.
KAYNAKLAR: