Bir içeriği daha üst sıralara taşımaya, dönüşüm hedeflerini karşılamaya veya istenen etkiyi yaratmaya çalışırken belirli bir parçaya odaklanıp kalmak oldukça kolaydır. Ancak, markanızın kullandığı tüm kanallardaki içerikleri optimize etmeye veya yeniden düzenlemeye geniş bir perspektiften yaklaştığınızı düşünün.
Bu yaklaşım, tüm içerik ekosisteminizi yükseltmenize yardımcı olur mu? Tüm içerik parçalarınızın bir bütün olarak mesajlarınızı ve etkinizi daha güçlü bir şekilde desteklemesine olanak sağlar mı?
İçerik kitaplığınızı yeniden düzenleyin
Tüm bir içerik kütlesini optimize etmek yeni bir fikir değil. Esasında, ünlü Yunan şair ve bilgin Callimachus, yaklaşık 2.300 yıl önce tarihin ilk “Google”ını inşa etti.
Yaygın yanılgılara rağmen Pinakes olarak bilinen bu çalışma, yalnızca İskenderiye Kütüphanesi’nde bulunan eserlerin bir kataloğu değildi. Aksine, her yazar, diğer eserleri ve biyografik bilgilerle ilgili ayrıntıları içeren, tüm Yunan edebiyatının kapsamlı bir envanteriydi. Pinakes’in amacı, Google’ın bugünkü misyonuna benzerdi: “Dünya bilgisini düzenlemek ve herkes için erişilebilir ve kullanışlı hale getirmek.”
Ancak modern çağda, bilgi bulmaya yönelik bu yaklaşım artık yeterli değil. Çünkü günümüzde içerik yalnızca bilgi sunmaktan ziyade, izleyicileri farkında olmadıkları ihtiyaçlarına yönlendiren bir deneyim yaratmayı hedefliyor.
Markanızın içerik birikimini bir kütüphane gibi düzenlemek, bilgiye hızla ulaşmak isteyenler için kolaylık sunar. Ancak bu yaklaşım, izleyicilerin bilmedikleri ihtiyaçlarını keşfetmelerine ya da farklı deneyimlere çekilmelerine pek yardımcı olmaz.
Geçmişte, internetin düzenlenmesinde kütüphane benzeri bir hiyerarşi modeli kullanıldı. Örneğin, Yahoo’nun ilk arama motoru sürümü, içerikleri manuel olarak atanmış kategoriler ve alt kategoriler aracılığıyla düzenliyordu. Ancak bugün, bu tür bir organizasyon daha az etkili.
Modern içerik stratejisinde, insanların içeriğinize erişme yollarını anlamak çok daha önemli. Geleneksel arama motorları, yapay zeka destekli arama motorları, sosyal medya platformları, dikey içerik portalları ve hatta yönlendirme yapan kişiler… Hepsi izleyiciyi içeriğinize taşıyan potansiyel yollardır.
2025 yılına yaklaşırken, içerik gövdenizi yalnızca arama motorları için değil, aynı zamanda yapay zeka arama araçları ve farklı platformlardaki kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde optimize etmelisiniz. Ancak tüm bu rekabetçi ihtiyaçlar arasında, neyi optimize edeceğinize ve bunu nasıl yapacağınıza nasıl karar vereceksiniz?
Birçok işletmenin hala içeriklerini türlerine göre katalogladığını görüyoruz: e-kitaplar, teknik incelemeler, videolar, makaleler… Ancak bu yaklaşım, izleyiciyi önce “hangi tür içeriği” seçeceği konusunda bir karar vermeye zorlar. Bu, kullanıcı deneyimini zayıflatabilir.
Artık temel soruyu yanıtlamamız gerekiyor: İçeriği hem izleyicilerin keşif yolculuğunu kolaylaştıracak hem de markanızın etkisini artıracak şekilde nasıl optimize edebiliriz?
Modern içerik optimizasyonu çerçevesi
Tarih boyunca, pazarlamacılar içerikleri genellikle arama motorları için optimize edilmiş hiyerarşik kategorilere göre düzenlediler. Ancak yapay zeka, kişiselleştirme ve hedefe yönelik içerik gibi teknolojiler, bu geleneksel yaklaşımı giderek daha az etkili hale getiriyor.
Modern bir içerik optimizasyon çerçevesi geliştirmek için şu beş temel unsuru dikkate alabilirsiniz:
- Niyet
- Yetki
- İç bağlam
- Dış bağlam
- Tanımlama
Şimdi bu unsurları detaylı bir şekilde inceleyelim.
1. Niyet
Kitlenizin niyetini anlamak, onların kim olduklarını bilmekten bile daha önemlidir. Bir düşünün; web sitenizi ziyaret eden 1.000 yeni kişi hakkında bilebileceğiniz en değerli bilgi nedir? Onların kim olduğu mu, yoksa neden geldikleri mi?
Niyet, içeriğinizi düzenleme ve sunma şeklinizi optimize etmenize yardımcı olur. Kitlenize kim olduklarını sormadan önce, neden orada olduklarını anlamaya odaklanmalısınız.
Bunu nasıl yapabilirsiniz? İçeriği, hedef kitlenizin amaçlarına veya aradıkları sonuca göre kategorize ederek başlayabilirsiniz. Örneğin:
- “Sektörümüz için Yeni Bir Geleceğin Vizyonları” başlıklı bir makale, “Sektörümüzün Geleceğini Anlamak” gibi bir kategoriye atanabilir.
- Bu kategori, farkındalığı artırmayı hedefleyen içerikler için kullanılabilir.
Amaç, niyetleriyle örtüşen bilgileri doğru deneyimlerde sunmaktır.
2. Yetki
Herhangi bir içerik geliştirdiğinizde (amaç eğitmek, ilham vermek, eğlendirmek veya talimat vermek olsun) otorite, ayrıntılar ve derinlik önemlidir.
Tek bir içerik parçasında yetki sunamazsınız. Bunun yerine, bunu içerik kitaplığınız aracılığıyla iletirsiniz. Başka bir deyişle, ilgili ve giderek daha derinlemesine içerikleri birbirine bağlar, bağlanır ve sunarsınız, böylece ziyaretçinizin başka bir yere gitmesine gerek kalmaz.
Çalıştığım büyük, küresel, B2B teknoloji kuruluşu, düşünce liderliği programından PDF’leri tamamen yasakladı. Bu, içeriklerinin hepsinin çapraz bağlantı ve doğrusal olmayan tüketimi sağlayacak şekilde düzenleneceği anlamına gelir. Bu değişiklik, markanın kitlesi için daha iyi bir deneyim ve markanın insanları düşünce liderliğinden birden fazla “sonraki en iyi” deneyime yönlendirme yeteneği yaratır. Bu tür ileriye dönük içerik optimizasyonu, 2025’te içerik başarısına katkıda bulunacaktır.
3. İç bağlam
İç bağlam, markanızın dünyaya dair bakış açısını, bir soruna getirdiği benzersiz çözümü ya da yaklaşımı ifade eder. Aynı zamanda, sunduğunuz bilgileri diğer içeriklerle ilişkilendirerek daha anlamlı hale getirmenizi sağlar.
İçeriğinizi bakış açılarına (ya da tercih ederseniz, hikaye sütunlarına veya anlatılara) göre düzenlemek, niyete dayalı bir yaklaşıma benzer. Ancak bu yöntemde, organizasyonun temel ilkesi görevler ya da sorular değil, içerik bütününüzün sunduğu geniş kapsamlı argümanı oluşturan çeşitli unsurlardır.
Örneğin, siber güvenlik üzerine çalışan bir teknoloji şirketi düşünelim. Bu şirket, kaynak merkezinin bir kısmını markanın yapay zekanın geleceği konusundaki bakış açısına göre düzenleyebilir. Başka bir bölümde ise dijital bir dünyada finansal güvenliğin geleceği üzerine odaklanabilir.
Bu tür bir yaklaşım, içeriğinizin açık, tutarlı ve farklılaştırılmış bir anlam taşımasını sağlar. Böylece insanlar cevap ararken, sunduğunuz içerik dikkat çeker ve öne çıkar. Dahası, içeriğinizin nasıl sunulduğu, kullanıcıyla etkileşimi artırabilecek bir bağlam yaratır.
Bu durumu “bar bahsi çöz” senaryosu olarak adlandırıyorum. Şöyle düşünün: Bir barda biri, “Bu sorunun cevabı nedir?” diye soruyor. Siz cevabınızı veriyorsunuz. Ardından, soruyu soran kişi, cevabınızı doğrulayan bir bilgi arıyor, buluyor ve genelde başını sallayıp telefonunu kenara koyarak konuşmasına devam ediyor.
Ancak cevabınız, yalnızca soruyu yanıtlamakla kalmayıp daha fazla bağlamsal bilgi ya da ilgilerini artıracak bir sonraki adımı da içeriyorsa? Bu durumda, kişi arkadaşlarına yüksek sesle okuyarak, “Bunu da biliyor muydun?” diyebilir. Hatta bu içeriği daha sonra okumak için yer imlerine bile ekleyebilir. İşte bu, ulaşmayı hedeflediğiniz iç bağlam türüdür.
4. Dış bağlam
Teknoloji ve yapay zeka odaklı çözümler, koşullu bağlamları yönetmek için içerik optimizasyon çerçevesine dahil edilebilir. Bu çözümler, içeriğin kullanıcı ya da hesap düzeyinde nasıl düzenleneceğini, mobil cihazda mı yoksa masaüstünde mi sunulacağını belirlemede kritik rol oynar.
Konum, satın alma geçmişi, içerik tüketimi ve cihaz türü gibi birinci taraf verileri, içeriğinizin nasıl organize edileceğine dair kararlar almanıza yardımcı olabilir.
Ayrıca, içeriğin “kapalı” mı yoksa erişime açık mı olacağına karar vererek optimizasyon yapabilirsiniz. Son dönemde, sıfır tıklama aramaları ve yapay zeka odaklı aramaların ortaya çıkardığı “kapı” tartışması, dijital içerik dünyasında ilginç argümanlar yaratıyor. Bu eğilimler, içeriği daha bol hale getirmek yerine daha seçici ve kıt bir yaklaşım benimsemeyi gündeme getiriyor.
Eğer içeriği bir “kapı” arkasına koymayı seçerseniz, bu kararınızda niyeti göz önünde bulundurmayı unutmayın. Müşteriyi bu kapıdan geçmeye motive eden nedir? Belki de kişisel bilgiler istemek yerine, basitçe “Bu içeriği neden istiyorsunuz?” diye sorabilirsiniz.
Bu form aracılığıyla topladığınız yanıtlar (veriler), yalnızca içeriğe erişimin neden gerekli olduğunu anlamanıza değil, aynı zamanda müşterilerinizin gerçekte ne aradığını keşfetmenize de yardımcı olur. Bu içgörüler, müşterilerin ihtiyaçlarına daha uygun içerik ve hikayelerin, sosyal medya, dikey platformlar ve diğer arayüzlerde nasıl tanıtılması gerektiğine dair önemli bilgiler sunabilir.
5. Tanımlama
Tanımlama, içerik kitaplığınızın filtrelenmesine, kategorize edilmesine ve kişiselleştirilmesine olanak tanıyan organizasyonel sistemleri ifade eder. Üç ana kategoriye ayrılır:
- Açıklayıcı meta veriler: Hedef kitle, içerik türü, alıcının yolculuğu gibi bilgiler.
- İdari meta veriler: Yayın tarihleri, son kullanma tarihleri gibi içerik yönetimi unsurları.
- Yapısal meta veriler: İçerikler arası bağlantılar oluşturmayı kolaylaştıran detaylar.
Callimachus’un ötesine geçmek: modern bir medya şirketi gibi optimize edin
Bu yöntemlerin tamamını kullanmanızı önermem. Ancak içeriğinizi yeniden düzenlemek için birden fazla yaklaşımı bir araya getirebilir ve hatta getirmelisiniz.
Asıl önemli olan, içerik optimizasyonuna insan odaklı bir anlayışla başlamaktır. Kitlenizi ve onların amacını tam anlamıyla kavradığınızda, içeriğinizi kolayca bulunabilir ve erişilebilir hale getirebilirsiniz.
Derinlemesine, değerli, bilgilendirici ve aynı zamanda ilgi çekici içerikler oluşturduktan sonra, bu içeriklerin anlamını güçlendirebilir ve daha zengin bir iç bağlam yaratabilirsiniz.
Bu aşamayı tamamladıktan sonra, mobil, arama, sosyal medya gibi dış bağlamlarla optimizasyonun teknik boyutuna geçebilirsiniz. İçeriğinizi, makinelerin anlayabileceği, işleyebileceği ve en verimli şekilde sunabileceği bir biçimde yapılandırabilirsiniz.
Daha basit bir ifadeyle: Modern bir içerik pazarlamacısı, hem Callimachus’un düzenleyici zekasını hem de modern bir medya patronunun stratejik vizyonunu taklit etmelidir. Markanızın ürettiği içerikler şiirler ve hikayeler gibidir; siz ise bunları kitlenize ulaştıran bir medya dağıtıcısısınız.
Amacınız yalnızca bir bilgi kaynağı sunmak değil, aynı zamanda insanların ihtiyaç duydukları anda en iyi hikayelere ulaşmasını sağlamak ve onlara rehberlik etmektir.
Kaynak: https://contentmarketinginstitute.com